Girişim Sermayesinin KOBİ'ler İçin Önemi

KOBİ'lerimiz ülke ekonomimizin bel kemiği durumundadırlar. Gerek yarattıkları katma değer, gerekse sağlamış oldukları istihdam ve yapmış oldukları yatırım ve ihracat oranları ile hatırı sayılır bir seviyededir. Fakat ülke ekonomimiz için bu kadar çok öneme sahip olan KOBİ'lerimizin birçok sıkıntıları vardır. Bu sorunların hepsinin çözümü temelde finansman yetersizliğine yani finansal kaynaklara ulaşamamaktan
kaynaklanmaktadır. Finansman sıkıntısı olmayan KOBİ'lerimiz genelde tüm sıkıntılarını aşabilmektedirler. Sıkıntıların aşılması için gerektiğinde dışarıdan danışmanlık hizmeti satın almakta veya uzman kişileri bünyelerinde istihdam etme yoluna gitmektedirler.

Tabi en büyük ve halledilemeyen sorun ise finansman kaynaklarına ulaşılmakta çekilmektedir. Girişimcilerimiz niçin finansman sıkıntısına düşmekte veya niçin banka kaynaklarından faydalanmaktadırlar sorusunu sorduğumuzda genel de sıkıntının yatırıma daha ilk başlama noktasında olduğunu görmekteyiz. Çünkü girişimcilerimiz genellikle yatırıma başlar iken yatırımın sadece bina ve makine/ekipman yatırımından ibaret olduğunu düşünmektedirler. Yatırım sonrasını yani işletme sermayesi kısmını pek düşünmemektedirler. İşletme sermayesini bir şekilde temin edebileceklerini zannetmektedirler. Ama yatırımlar bitip üretimin başladığı noktada işletme sermayesi olmadan bu işin olmayacağı anlaşılmakta ve bir kısır döngü içine girilmektedir. İşletmeyi faaliyete geçirebilmek ve ayakta tutabilmek için ya çok düşük kapasite ile üretime başlanmakta ve buda üretimin ekonomik ölçeğine uymadığı için karlı olmamaktadır. Ya da pazara girebilmek ve tutunabilmek için minimum kara ürünler satılmakta ve buda o şirketin gerekli olan işletme sermayesi birikimini yapması için yeterli olmamaktadır. Bu kısır döngü sonucunda da kısa bir süre sonra işletme ya kapanmakta ya da el değiştirmektedir.

Girişim sermayesi özellikle yenilikçi KOBİ'ler için tam da bu noktada da büyük önem arz etmektedir. Öncelikle girişim sermayesi fonlarının yatırımından sonra şirketler çok hızlı bir şekilde yeniden yapılandırma süreci yaşayarak kurumsallaşma konusunda büyük mesafeler alabilmektedirler. Bunun sonucunda artan kurumsal imajla birlikte güçlenen mali yapı güçlenmektedir. Mali yapının güçlenmesi, finansal kuruluşların, mal ve malzeme tedarikçilerinin ve müşterilerinin şirkete olan güveninin artmasına
neden olmaktadır. Bu da şirketine kaliteli mal veya hizmeti rekabetçi fiyatlarla üreterek satmasına ve sonuçta da hızlı ve istikrarlı büyümesine neden olmaktadır. Finansmanın yanı sıra, girişim sermayesi fonları, şirketlere her türlü konuda danışmanlık ve yol gösterici rol oynamaktadırlar. Sahip oldukları tecrübe, bağlantı ve iş ilişkileri neticesinde KOBİ'lerimizin tek başına başa çıkamayacakları birçok sorunun kolay bir şekilde hallolmasında veya ulaşılmaz yada açılmaz olarak görülen bazı kapıların açılmasına yardımcı
olmaktadırlar. Bu da şirketlerimizin hızlı büyümesine büyük bir katkı sağlamakta ve şirketlerimizin ikinci veya üçüncü kuşaklara sağlıklı bir yapı ile ulaşmasına vesile olmaktadır.